- What does that mean?
- It means; I was a prince in this land. No one was allowed to look directly into my eyes. But now I'm in chains, like my people .,
- Bu ne anlama geliyor?
- Anlamı; Bu topraklarda prenstim. Hiç kimsenin gözlerime direkt bakmaya bile izni yoktu. Ama şimdi zincirliyim, aynı halkım gibi.
- l want to be strangled. Say it!
- I want to be strangled. Don't pull too hard
- You're frightened, huh?
- I'm terrified.
- Are you serious? You're teasing me. You don't look terrified.
- Boğazlanmak istiyorum. Söyle şunu.
- Boğazlanmak istiyorum. Çok sert çekme!
- Korktun, ha?
- Korktum.
- Ciddi misin? Beni azdırıyorsun. Korkmuş gibi görünmüyorsun.
- What's gonna happen to us?
- Well, darling, l - I just don't know.
- It does look hopeless doesn't it ? I wish we were home with Madame right now. Oh. Poor Madame. She will be so worried.
- Bize ne olacak dersin?
- Şeyy hayatım, Ben - ben bilmiyorum.
- Durum bayağı ömitsiz görünüyor, değil mi? Keşke şu anda Madam'la birlikte evde olsaydık. Zavallı Madam. Çok endişelenecek.
- You're not cute like a doll. You just look like someone's ordinary kid. When's your birthday?
- I never had a birthday.
- When were you first built? When's your "build-day"?
- I don't know.
- Bir bebek gibi sevimli değilsin. Herhangi birinin sıradan çocuğuna benziyorsun. Doğum günün ne zaman?
- Benim hiç doğum günüm olmadı.
- İlk ne zaman yapıldın? 'Yapılma-günün' ne zaman?
- Bilmiyorum.
- You know what? You and Frank, Cole, even Bob... you get girls because you're handsome and famous. They look at me like I'm your baby brother.
- Biliyor musun? Sen ve Frank, Cole, hatta Bob... Siz kızları tavlıyorsunuz çünkü yakışıklı ve ünlüsünüz. Beni ise senin küçük kardeşin olarak görüyorlar.
- Let go! Get off! You guys saw that. You saw that. You're witnesses. That's assault. I'll press charges.
- Let him press charges!
- What are you talking about?
- I'm bleeding.
- I saw nothing. I saw you trip and fall.
- Look at her! She's crazy!
- You lay a hand on her again and I'll arrest you myself!
- Bırak! Çekil! Siz bunu gördünüz. Bunu gördünüz. Tanıksınız. Bu bir saldırı. Dava açacağım.
- Bırak açsın.
- Sen neyden bahsediyorsun?
- Kanıyorum.
- Ben hiçbir şey görmedim. Ayağın takıldı ve düştün.
- Şuna bak! Delirmiş!
- Bir daha ona elini sürersen, seni kendim tutuklarım.
- Listen to me! Look at me. Look in my eyes. Can you feel that? That's my hand. Go on, hold it. We'll get you out of here. I need some help over here! It's okay. You're safe now, all right?|
- Beni dinle! Bak bana! Gözlerime bak! Bunu hissediyor musun? Bu benim elim. Hadi tut onu! Seni buradan çıkaracağız. Buraya yardım lazım. Tamamdır. Şimdi güvendesin, tamam mı?
- I think he was just playing.
- Playing? Covering a baby's mouth is playing? Look at his eyes. He got some evil look in his eyes. He's not a normal boy.
- Bence sadece oynuyordu.
- Oynamak mı? Bir bebeğin ağzını kapatmak oynamak mı? Gözlerine bak. Gözlerinde şeytani bir bakış var. Normal bir çocuk değil.
- Maybe I could research and write an article that might do some justic. But he was so scared. He had this look in his eyes. It was like horror. I stopped doing the story.
- Belki araştırma yapar ve adalet getirebilecek bir yazı yazardım. ama o çok korkmuştu. Gözlerinde o bakış vardı. Korku ya benziyordu. Ben de hikayeyi bıraktım.
- Stand up!
- Look, they made you bigger than me.
- Who did?
- They did. The dollmakers. They made you taller. Why don't you look like one?
- Like one?
- You're not cute like a doll. You just look like someone's ordinary kid.
- Ayağa kalk!
- Bak, seni benden büyük yapmışlar.
- Kim?
- Onlar yapmış. Oyuncakçılar. Seni daha uzun yapmışlar. Neden onlardan birine benzemiyorsun?
- Onlardan biri?
- Sen bebek gibi şirin değilsin. Sadece birisinin sıradan çocuğuna benziyorsun.
- But all these papers... Jim, you really need somebody to organize all this stuff. Your handwriting is just like a little kid. Look at this! l wonder if William Blake was ever this disorganized.
- ama bütün bu kağıtlar... Jim, tüm bunları organize etmesi için birine ihtiyacın var. Elyazın küçük bir çocuğunki gibi. Şuna bir bak! William Blake bu kadar düzensiz miydi merak ediyorum.