go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 981 kişi  02 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

ever

zf. daima, hiç
  • -Have you ever put on Tefillin? You know Tefillin.
    -Yeah, I know, it looks strange. It's an amazing tradition
    -Hiç Tefillin giydin mi? Tefillini biliyorsun değil mi?
    -Evet, biliyorum, tuhaf görünüyor.Çok şaşırtıcı bir gelenek bu.
  • - You have ever been there?
    - Yes, I Iove it. The zoo. That giraff with the crooked neck.
    - I mean the beach.The Biltmore.
    -Hiç oradaya gittin mi?
    - Evet, bayıldım. Hayvanat bahçesi. Çengel boyunlu zürafa.
    - Kumsalı kastettim. Biltmore’u
  • -Have you ever parachuted before?
    -Never.
    -When your feet hit the ground,don't try to stay upright. Bend your knees and fall, understood?
    -Daha once hiç paraşütle atladın mı?
    -Hayır.
    -Ayağın yere değdiğinde, dik durmaya çalışma. Dizlerini kır ve düş, anladın mı?
  • -Tell me something honestly. Do you ever donate anything to the poor?
    -Bana gerçeği söyle. Fakirlere hiç bağış yapıyor musun?
  • - You should come to dinner.
    - Dinner! Are you mad? I'm a nobleman. I only ever dine with people of my own height.
    - Yemeğe gelmelisin.
    - Yemek! Sen çıldırdın mı? Ben bir asilzadeyim. Sadece kendimle aynı yükseklikte olan kişilerle yemek yerim.
  • - Slow down! Just say it again !
    - I am a hostage and am in great danger. If you ever want to see me or any of the others alive, you must comply with the things I'll tell you..
    - Yavaş olun! Bir kere daha söyleyin.
    - Ben bir rehineyim ve büyük bir tehlikedeyim. Beni ya da diğerlerini canlı görmek istiyorsanız, size söyleyeceğim şeylere uymanız gerekli.
  • - What's wrong with you three? Taking on your own mother now?
    - Of course not, Auntie Wing. You taught us to combat, therefore we don't stand a chance with you.
    - Let's talk instead. Well, I'm going to say this one last time. Never ever use your Power moves. We can practice the moves, yet we can't use them!




    - Sizin üçünüzün sorunu nedir? Şimdi de kendi annenizi götürüyorsunuz.
    - Tabi ki değil, Wing Hala. Bize dövüşmeyi sen öğrettin, dolayısıyla seninle bir şansımız olmaz.
    - Konuşalım onun yerine. Peki, bunu son kere söyleyeceğim. Güç hamlelerini asla ve asla kullanma. Hamleleri egzersiz yapabiliiz, ancak onları kullanamayız!
  • - What's wrong with you three? Taking on your own mother now?
    - Of course not, Auntie Wing. You taught us to combat, therefore we don't stand a chance with you.
    - Let's talk instead. Well, I'm going to say this one last time. Never ever use your Power moves. We can practice the moves, yet we can't use them!

    - Sizin üçünüzün sorunu nedir? Şimdi de kendi annenizi götürüyorsunuz.
    - Tabi ki değil, Wing Hala. Bize dövüşmeyi sen öğrettin, dolayısıyla seninle bir şansımız olmaz.
    - Konuşalım onun yerine. Peki, bunu son kere söyleyeceğim. Güç hamlelerini asla ve asla kullanma. Hamleleri egzersiz yapabiliiz, ancak onları kullanamayız!
  • - What's wrong with you three? Taking on your own mother now?
    - Of course not, Auntie Wing. You taught us to combat, therefore we don't stand a chance with you.
    - Let's talk instead. Well, I'm going to say this one last time. Never ever use your Power moves. We can practice the moves, yet we can't use them!

    - Sizin üçünüzün sorunu nedir? Şimdi de kendi annenizi götürüyorsunuz.
    - Tabi ki değil, Wing Hala. Bize dövüşmeyi sen öğrettin, dolayısıyla seninle bir şansımız olmaz.
    - Konuşalım onun yerine. Peki, bunu son kere söyleyeceğim. Güç hamlelerini asla ve asla kullanma. Hamleleri egzersiz yapabiliiz, ancak onları kullanamayız!
  • - Temper?
    - Not that I ever saw.
    - Sinirli midir?
    - Gördüğüm kadarıyla hayır.
  • - What's your problem? Ever since the ambush in the car park, you've looked at me like I'm your enemy. Why?
    - I really want to know something. Why weren't you hurt in the car park?
    - Senin derdin ne? Park yerindeki pusudan beri, bana düşmanınmışım gibi bakıyorsun. Neden?
    - Gerçekten bir şeyi bilmek istiyorum. Niçin park yerinde yaralanmadın?
  • - Absurd, isn't it? All he ever does is smother critical journalism.
    - And yet they hover around him like little flies on a giant turd.
    - Saçma, değil mi? Tüm yaptığı çok daha sakin bir eleştiri yazarlığı.
    - Yine de koca bir dışkının etrafındaki sinekler gibi çevresinde uçuyorlar.
  • - You ever think about dying?
    - Yeah. You?
    - Yeah. Some.
    - You think there's a heaven.
    - Yeah. Don't you?
    - I don't know.Yeah, maybe.
    - Can you believe there's a heaven if you don't believe in hell.
    - Ölümü düşünüyor musun hiç?
    - Evet, sen?
    - Evet. Biraz.
    - Sence cennet var mı?
    - Evet. Sence?
    - Bilmiyorum. Evet, belki.
    - Cehennem olmadığına inanıyorsan, cennet vardır'a inanabilir misin?
  • - I don't care about them.
    - Joe, listen to me. It's hopeless. No one's ever had a stunt like this before
    - Onlar umdrumda değil.
    - Joe, dinle beni! Durum umutsuz. Daha önce hiç kimse böyle bir dublör gösterisi yapmadı.
  • - Oh, my dear, where is that country? Have you ever been there? Can we be happy behind the backs of people who trust us?
    - Oh sevgilim, nerede bu ülke? Hiç gittin mi oraya? Bize güvenen insanların arkasından mutlu olabilir miyiz?
  • - When he comes here, do you ever talk about the accident ? Does he ever mention the past?
    - No.
    - Why not?
    - I try to let him find his own way through. I feel he needs that. Why are you here, Sharon?
    - I want to know how to help him.
    - You are helping him.
    - I don't think so.
    - O buraya geldiğinde, hiç kazadan bahsediyor musun? Hiç geçmişten bahsediyor mu?
    - Hayır.
    - Neden?
    - Kendi yolunu bulmasına çabalıyorum. Buna ihtiyacı olduğunu hissediyorum. Neden buradasın, Sharon?
    - Ona nasıl yardımcı olabileceğimi bilmek istiyorum.
    - Ona yardımcı oluyorsun.
    - Sanmıyorum.
  • - What are you laughing at?
    -Nothing. Ever think of how many people are here because you saved them? Or helped them, or arrested somebody who would've hurt them?
    - Niye gülüyorsun?
    - Hiç. Kaç tane insanın sadece sen onları kurtardığın için burada olduklarını hiç düşündün mü? Ya da onlara yardım ettiğin için, ya da onlara zarar verecek birilerini tutuklamış olduğun için.
  • - Why are we brewing this potion in broad daylight.. ...in the middle of the girls' lavatory? Don't you think we'll get caught?
    - No. No one ever comes in here.
    - Why?
    - Neden ilacı aydınlık gün ışığında... kızlar tuvaletinin ortasında hazırlıyoruz? Yakalanacağımızı düşünmüyor musun?
    - Hayır. Buraya hiç kimse gelmez.
    - Neden?
  • - Why don't you ever wear your glasses? - Because I don't need them.
    - Neden hiç gözlüklerini takmıyorsun?
    - Çünkü onlara ihtiyacım yok.
  • - King's face is dark in the night. And she turns and says to him. 'Thaddeus, real love isn't ever ambivalent.'
    - Kralın yüzü gece karanlıktı. O ona döndü ve ''Thaddeus, gerçek aşk asla karmaşık değildir.' dedi.

3,469 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024