En çok kullanılan kelimeler
En çok kullanılan fiiller
Boşluk doldurma (kelimeler)
Boşluk doldurma (fiiller)
Kelime tamamlama
Fiil tamamlama
Kelime Eşleştirme
Fiil Eşleştirme
Kelime Telaffuzları
Fiil Telaffuzları
Fiil çekim testleri
|
dealt,
dealt,
dealing,
deals
f. uğraşmak, ele almak
i. davranış, alışveriş, anlaşma
ünl. oldu - It's possible. It's really the end of liberalism, Joe. The end of New Deal socialism.The end of ipso facto secular humanism.
Mümkündür. Gerçekten bu liberalizmin sonu, Joe. Yeni Düzen sosyalizminin sonu. Bu sebeple laik hümanizmin sonu.
- What a pleasure to deal with someone reasonable.
Mantıklı biriyle iş yapmak ne kadar keyifli. - Please bear in mind that our camera operators...had to constantly deal with movement of men and horses...exploding bombs…
Lütfen kamera operatörlerimizin sürekli adamların ve atların hareketleriyle…patlayan bombalarla ilgilenmesi gerektiğini aklından çıkarma. - We had a slight disagreement. It wasn't a big deal.
Küçük bir anlaşmazsızlıktı. Büyütülecek bir şey değildi.
- We had a slight disagreement.
It wasn't a big deal. Küçük bir anlaşmazsızlıktı.
Büyütülecek bir şey değildi.
- Khasinau ships everything through the embassy so he doesn't have to deal with custom inspection.
Khasinau her şeyi elçilik kanalıyla gönderir, böylece gümrük kontrolü ile uğraşması gerekmez.
- Shut up and cut the small talk. I have a deal for you.
Kapa çeneni ve o gereksiz konuşmaları bırak.Sana bir teklifim var. - Mm, not a deal breaker.
Hiç dert değil.
- Hey. We had a deal.
Hey. Bir anlaşmamız vardı.
- I'm sorry I made such a big deal out of everything.
Her şeyi bu kadar büyüttüğüm için özür dilerim.
- I deal with that every day.
Her gün bunla uğraşıyorum.
- That's great. Beautiful.
Some deal I made. Harika. Mükemmel.
Ne anlaşma yapmışım. - Come on, what's the big deal?
Hadi. Sorun ne?
- We need realism to deal with reality.
Slick Rick Gerçeklikle baş etmek için realizme ihtiyacımız var. 18.06.2010 onr - ?eviren: derya !- When Frankie went to make a deal with
the Rosato brothers they tried to kill him. Frankie, Rosato kardeşlerle anlaşmaya
giderken, öldürmeye çalıştılar. - You FBI's not gonna wan to make a big deal out of this.They can't afford the press.
FBI bunu büyük bir sorun yapmak istemezler. Basınla yüzleşmeye güçleri yetmez. - Well, yeah, but... it's no big deal.
Evet, ama... Önemsiz birşey.
- I am very fond of Esben. We have a wonderful life together. It would take a great deal for me to turn my back on that.
Esben'i seviyorum. Birlikte harika bir hayatımız var. Buna sırt çevirmek benden çok şey götürürdü. - So what's the deal with
Uncle Charlie and Chelsea? Ee şimdi Charlie amcamla
Chelsea arasında ne oluyor? - Dr.Connors, we've given you a great deal of money.
Doktor Connors, biz size yüklü miktarda para verdik.
1,024 c?mle
|