En çok kullanılan kelimeler
En çok kullanılan fiiller
Boşluk doldurma (kelimeler)
Boşluk doldurma (fiiller)
Kelime tamamlama
Fiil tamamlama
Kelime Eşleştirme
Fiil Eşleştirme
Kelime Telaffuzları
Fiil Telaffuzları
Fiil çekim testleri
|
i. kötü
s. küfürlü - He’s a bad driver because he’s a fast and careless driver.
Kötü bir sürücü çünkü hızlı ve dikkatsiz bir sürücüdür.
- A bad mood... A very bad mood... I was fired from my ice-cream truck job today.
Kötü bir hal...Çok kötü bir hal... Dondurma kamyonundaki işimden bugün kovuldum. - Jonathan is better after a bad night.
Kötü bir geceden sonra Jonathan daha iyidir. 13.08.2010 karani - ?eviren: Duran !- I never said
it wasn't a bad idea. Kötü bir fikir olmadığını
hiç iddia etmedim ki. - A bad egg always brings unhappiness,don't trust.
Kötü adam herzaman mutsuzluk getirir,güvenme. - Chemistry can be a good and bad thing. Chemistry is good when you make love with it. Chemistry is bad when you make crack with it.
Adam Sandler
Kimya iyi yada kötü bir şey olabilir.Kimya onunla aşk yaparsan iyidir,Kimya onunla deneme yaptığında kötüdür. 05.10.2009 routard - ?eviren: Duran !- Isn't the clay bad?
Yes, it's bad You see? Come on. We'll search until we find good clay. Kil-balçık kötü değil mi?
Evet, kötü. Görüyor musun? Haydi. İyi kil bulana kadar araştıralım. - I feel bad kicking your
brother out of his room. Kardeşini odasından çıkarttığım
için kötü hissediyorum. - These things have to happen every five,
ten years. Gets rid of the bad blood. Kanı bozukları
beş-on yılda bir temizlemek gerek. - You know, the really bad thing about the heart is the sex thing.
Kalp için en kötü olan şey sekstir.
- So he had a bad hip?
Kalçası sorunlu muydu yani? - I hope you're sitting down, because I'm afraid I got some bad news.
İnşallah oturuyorsundur, çünkü korkarım kötü bir haber aldım.
- I've got a bad feeling about this, Alan.
İçimde kötü bir his var, Alan.
- Nothing. I told you she's
going through a bad breakup. Hiçbir şey. Sana söyledim ya,
kötü bir ayrılık yaşıyor. - Hey, it's bad to eat dirty meat.
Hey, bozuk et yemek kötüdür. - No, Alan, he has a bad tooth,
Hayır, Alan, çürük dişi vardı... - The band used bad language in the coffee shop, and threw two TV sets into the pool.
Grup, kahvecide kötü dil kullandı ve iki televizyon takımını havuza fırlattı.
- See? Never as bad as you imagine.
Gördün mü? Hiç de düşündüğün kadar kötü değilmiş.
- Sounds to me like it wouldn't be
bad for you to talk to someone. Gördüğüm kadarıyla siz de birisiyle
konuşsanız fena olmayacak. - l'm just in a really bad mood. My parents are driving me crazy. My stepmom is such a pain.
Gerçekten çok kötü bir ruh halindeyim. Ebeveynlerim beni çıldırtıyor. Üvey annem tam bir baş belası.
1,696 c?mle
|