guess | Hey, and guess what? |
| Bir de ne oldu dersin? |
|
examination | I don't know, examination I guess. And then they put the jump suit back on me again. I went through the compound - I remember somebody shouting, Jim don't let them break you.
Jim Bakker
|
| Bilmiyorum,sanırım sınav,tulumu tekrar sırtıma geçirdiler.Karışımın içinden gittim-Birinin bağırdığını hatırlıyorum,Jim onların içine girmesine izin verme. |
|
attention | I know. I guess the good news is it'll
draw more attention to your backde. |
| Biliyorum. Sanırım iyi haber, artık
dikkatlerin daha çok arkana çekileceğidir. |
|
guess | Guess who loves you!
|
| Bil bakalım seni kim seviyor! |
|
guess | Guess who loves you!
|
| Bil bakalım seni kim seviyor! |
|
guess | I guess 185 pounds. |
| Bence 84 kilo. |
|
finger | I've broken my leg, wrist, a couple of fingers.
Let me guess. Driving accident? |
| Bacağımı, bileğimi ve birkaç parmağımı kırdım.
Bırak tahmin edeyim. Araba kazası mı? |
|
Lance Bass | I can't bear looking in the mirror - I guess that's why my hair looks like this.
Lance Bass |
| Aynaya bakmaya dayanamıyorum - tahminimce saçlarımın böyle görünmesinin sebebi bu. |
|
account | I didn't take into account the [bak:feeling]s of my friend. I [bak:guess] I hadn't [bak:expect]ed that. |
| Arkadaşımın duygularını hesaba katmadım. Sanırım bunu beklemiyordum. |
|
delicious | -Well I guess it's ready.
- I can honestly say it's delicious. |
| -Sanırım bu pişti.
- Gerçekten diyebilirim ki çok lezzetli olmuş.
|
|
sleep | - And guess who that's going to be?
- Why? Just 'cause you sleep with her? |
| - Tahmin et, bu kim olur?
- Neden, onunla yatıyorsun diye mi? |
|
kill | - Jump somebody with a gun?
- He was gonna kill you. He could have killed you. You got a death wish?
- I guess. I didn't have time to think about it.
|
| - Silahla birinin üstüne atlamak?
- Seni öldürecekti. Seni öldürebilirdi. Ölmeden önce son dileğin var mı?
- Sanırım. Üzerinde düşünmeye vaktim olmadı. |
|
harbour | - I guess it's because of the war.
- Moreover we haven't put it behind us yet.
- When people fall into the harbour with their clothes on.
- That's funny?
- No, that's not funny.
|
| - Sanırım savaştan dolayı.
- Üstelik savaşı henüz arkamızda da bırakmadık.
- İnsanlar kıyafetleriyle limana düştükleri zaman...
- Komik mi geldi?
- Hayır, hiç komik değil. |
|
deer | - I think it's just a deer.
-Could be deer, I guess. |
| - Sadece bir geyik olduğunu düşünüyorum.
- Sanırım bir geyik olabilir. |
|
keen | - Do you know how we keep war in Russia?
- I can guess.
- We play chess.
- I guessed wrong.
- It takes a keen intellect to play chess. I assume you know how to play.
- Of course.
|
| - Rusya'da savaşı nasıl sürdürüyoruz, biliyor musun?
- Tahmin edebilirim.
- Satranç oynuyoruz.
- Yanlış tahmin etmişim.
- Satranç oynamak için keskin bir zeka gerekir. Sanırım, nasıl oynandığını biliyorsundur.
- Elbette. |
|
jaguar | - I just leave them alone.
- Hey! I thought dogs chase after the chickens.
- I guess it might be a jaguar. It came in here and ate chickens.
- Hey! Let's go and see it.
- Actually, it's not a dog or a jaguar.
|
| - Onları rahat bırakıyorum.
- Hey! Köpeklerin tavukları kovaladığını sanıyordum.
- Sanırım, bir jaguar olabilir. Buraya gelip tavukları yemiştir.
- Hey! Hadi gidip bakalım.
- Aslında, bu ne bir köpek ne de bir jaguar. |
|
talkative | - How come you're so talkative?
- Just naturally blabby, I guess.
|
| - Nasıl oluyor da böyle konuşkansın?
- Sadece doğuştan boşboğazım, sanırım.
|
|
scare | - I was scared.
- Scared of what?
- Of losing him. And I guess that's what I did. I lost him.
- You were just trying to find your way. What else can we do?
|
| - Korkuyordum.
- Neyden korkuyordun?
- Onu kaybetmekten. Ve sanırım yaptığım bu. Onu kaybettim.
- Sen sadece kendi yolunu bulmaya çalışıyordun. Başka ne yapabiliriz? |
|
anymore | -l don't even have a true friend to confront
-Well, l guess l don't need one anymore. |
| - Karşısına çıkacağım gerçek bir arkadaşım bile yok.
- E, sanırım artık birine ihtiyacım da yok. |
|
look | - The irony, I guess.
- Children look at the picture. |
| - İroni, sanırım.
- Çocuklar resme bakar. |
|