go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1117 kişi  14 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri
Top 5000 » aren't

aren't

  • You're using me for your own purposes, aren't you?
    Beni kendi çıkarların için kullanıyorsun, değil mi?

  • Listen to me, friends: a lot of us aren't guilty of anything It's just unfair to put a prize on our heads.
    Beni dinleyin arkadaşlar: Çoğumuz hiç bir nedenle suçlu değiliz. Başımıza ödül konması haksızlık.
  • Babies aren't supposed
    to have liquor.
    Bebeklerin likör içmemesi
    gerekiyor.
  • Balenciaga did the most delicious evening clothes. Clothes aren't delicious any more.
    Diana Vreeland
    Balanciaga en hoş gece elbiselerini yaptı,elbiseler artık hoş değil.
  • Aren't you going to ask about your dad?
    Baban hakkında bir şey sormayacak mısın?

  • You guys aren't gonna
    believe this.
    Az önce ne olduğuna
    inanmayacaksınız.
  • ln fact, you aren't that ugly.Dragon is a hundred times uglier than you are
    Aslındasen o kadar çirkin değilsin. Dragon senden yüz kat daha çirkin.
  • Clearly her standards
    aren't that high.
    Açık ki, standartları o
    kadar da yüksek değil.
  • except there aren't any
    bullets in this gun.
    ...ancak silahın içinde mermi yok.
  • -You're a journalist, aren't you?
    - A photographer. What's in your mind?
    -I'll turn myself in after the talking.Tell them the girl killed herself.herself.It wasn't murder...
    -Siz gazetecisiniz, değil mi?
    -Fotoğrafçı. Aklınızda kalan nedir?
    -Konuştuktan sonra teslim olacağım. Onlara kızın kendisini öldürdüğünü söyleyin. Bu cinayet değildi..
  • -You're gypsies, aren't you? You can all read palms.
    -That was long ago. Hardly anyone can today.
    -Siz çingenesiniz, değil mi? Hepiniz el falı bakabilirsiniz.
    -Bu çok zaman önceydi. Şimdilerde neredeyse kimse bunu yapamıyor.
  • -Why aren't you asleep?
    -Because it's time to get up, Boris!
    -Neden uykuda değilsin?
    -Çünkü kalkma zamanı Boris!
  • -Please, listen. This is really hard, we have to talk. -We are talking, aren't we? -Now, please shut up.
    -Lütfen dinle. Bu sahiden zor, konuşmalıyız. -Konuşuyoruz, değil mi? -Şimdi lütfen kapa çeneni.
  • - Yeo-min, aren't you gonna bow to me?
    - I'm terribly sorry, sir.
    - Yeo-min, beni başınla selamlamayacak mısın?
    - Çok özür dilerim efendim.
  • - Okay Jin, go wash up. You're really not going to eat. Aren't you hungry? You should look at me when I talk to you.
    - I'm not hungry.
    - Tamam Jin, git ellerini yıka. Pek yemeyeceksin galiba. Aç değil misin? Seninle konuşurken bana bakmalısın.
    - Aç değilim.
  • - l can kill him.
    - Hush, keep it low.
    - lf l kill him, you can.. leave him. ln this place you're the nicest. They all treat me like dog.
    - No.. ln fact, you aren't that ugly. Dragon is a hundred times uglier than you are.
    - Do you know? l'll kill Dragon in Taiwan.
    - That's very risky.
    - If it's for you, l'm not scared at all.
    - Maybe you're right.
    - How can l see you again? There must be a way.
    - Onu öldürebilirim.
    - Şşşt, sesini alçak tut.
    - Eğer onu öldürürsem, ... onu terkedebilirsin. Buradaki en hoş kişi sensin. Diğerlerinin hepsi bana köpek gibi davranıyor.
    - Hayır... aslında sen o kadar da çirkin değilsin. Dragon senden yüz kat daha çirkin.
    - Biliyor musun? Dragon'ı Tayvan'da öldüreceğim.
    - Bu çok riskli.
    - Senin için olursa, hiç korkmam.
    - Belki de haklısın.
    - Seni tekrar nasıl görebilirim? Bir yolu olmalı.
  • - Why not? Got something to hide? Don't you know me?
    - You aren't supposed to look in a lady's handbag?
    - Neden? Sakladığın birşey mi var? Beni tanımıyor musun?
    - Bir bayanın el çantasını karıştırmaman gerekir.
  • - Aren't you proud of yourself ?
    - Certainly not. You kept the engine going. You mended the propeller. It wasn't me at all.
    - Kendinle gurur duymuyor musun?
    - Elbette hayır. Motorun çalışmasını sen devam ettirdin. Pervaneyi sen tamir ettin. Asla ben olmadım.
  • - People aren't ashamed of it like they used to be. This is a great thing. The truth restored, law restored. That's what President Reagan's done, Harper. He says truth exists and can be spoken proudly.
    - İnsanlar eskiden olduğu gibi bundan utanmıyorlar. Bu harika birşey. Gerçekler iyileşti, kanın iyileşti. Bu Başkan Reagan'ın yaptığı birşey, Harper. Gerçekler vardır ve gurur duyularak anlatılabilir der.
  • - People aren't ashamed of it like they used to be. This is a great thing. The truth restored, law restored. That's what President Reagan's done, Harper. He says truth exists and can be spoken proudly.
    - İnsanlar eskiden olduğu gibi bundan utanmıyorlar. Bu harika birşey. Gerçekler iyileşti, kanın iyileşti. Bu Başkan Reagan'ın yaptığı birşey, Harper. Gerçekler vardır ve gurur duyularak anlatılabilir der.

559 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024