go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1233 kişi  03 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

felt

felt, felt, feeling, feels
f. keçe yapmak, keçe ile kaplamak
i. keçe, fötr
s. keçe, keçeli
  • They were horrible. I think Frank was kind of cute. (All exclaim disgustedly) I really felt sorry for him.
    İğrençtiler. Sanırım Frank biraz sevimliydi. (Hepsi bezgince bağırır) Gerçekten ona acıdım.
  • I just-I just said
    I felt like Hitler.
    Hitler gibi hissettim dedim.
  • Have you ever gotten up in the morning and felt that it's great to be alive?
    Hiç sabah uyandığında yaşamın ne kadar güzel olduğunu hissettin mi?

  • I always felt he deserved a wider audience.
    Her zaman daha geniş bir hayran kitlesini hakettiğini düşünmüşümdür.

  • I certainly wouldn't say that my life is a disaster, but there have been moments where I've felt like that.
    Duncan Sheik
    Hayatımın bir felaket olduğunu kesinlikle söyleyemem ama öyle hissettiğim anlar vardı.
  • But the thing I felt most strongly about, and put at the end of one of the prison diaries, was education.
    Jeffrey Archer
    En şiddetli şekilde hissettiğim ve hapishane günlüklerinin birinin sonuna koymayı düşündüğüm şey eğitimdi.
  • If it was possible, he felt that he must go away even more strongly than his sister.
    Eğer mümkün olsaydı,kızkardeşinden bile daha şiddetli şekilde gitmesi gerektiğini hissederdi.
  • A lie would have no sense unless the truth were felt dangerous.
    Alfred Adler
    Doğru tehlikeli hissedilmezse yalanın anlamı yoktur.
  • It didn't really make us envious of him. It just made-- at least me, anyway--just feel kind a sorry for him...pity him, that he felt that way.
    Bu gerçekten onu kıskanmamıza neden olmadı. Sadece -en azından benim herşeye rağmen o şekilde hissettiği için onun için üzülmemi ve ona acımamı sağladı.
  • He did not turn it all the way round as he felt his neck becoming stiff, but it was nonetheless enough to see that nothing behind him had changed, only his sister had stood up.
    Boynunun tutulduğunu hissettiğinde yol boyunca dönmedi,bununla beraber arkasında birşey değimediğini bilmek yeterliydi,sadece kızkardeşi ayağa kalkmıştı.
  • Suddenly I felt a hand on my shoulder, and heard the Count's voice saying to me, Good morning
    Birdenbire omuzumda bir el hissettim,ve Kont'un bana günaydın diyen sesini duydum.
  • I somehow felt shut down.
    Bir şekilde devre dışı
    kalmış hissettim.
  • You felt a woman might tame the brute.You know how the public feels about child murderers.
    Bir kadının vahşileri evcilleştirebileceğini hissediyordun. Halkın çocuk katilleri hakkında nasıl hissettiğini biliyorsun.
  • You felt we had a deal. A deal connotes reaching some point of equality. I'm afraid there's never been anything equal about us.
    Bir anlaşmamız olduğunu hissediyordun. Anlaşma, bir eşitlik noktasına varma anlamına gelir. Korkarım bizimle ilgili eşit hiçbir şey asla mevcut olmadı.
  • I felt it.
    Ben düşünüyorum.
  • Oh, I felt it, too.
    Ben de.
  • I felt whatever the most senior
    executive in this room felt.
    Ben de genel müdür ne
    düşünüyorsa onu düşünüyorum.
  • You believed all along they were evil. This whole past year I've felt myself withdrawing from people just like you do, Macon.
    Başından beri onların kötü olduklarına inanıyordun. Bu geçen bütün yıl, kendimi tıpkı senin yaptığın gibi insanlardan çekiniyor hissettim Macon.
  • When he finally told me,
    I felt so betrayed,
    Bana söylediği zaman
    öylesine ihanete uğramış hissettim ki.
  • If you told me you would go,because you felt obligated I'd say yes, that's fairly unhealthy. But you go because you miss him.
    Bana kendini mecbur hissettiğin için gideceğini söyleseydin, evet, bunun çok sağlıksız olduğunu söylerdim. Ama onu özlediğin için gidiyorsun.

1,324 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024