go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 924 kişi  02 Haz 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

did

did, done, doing, does
[do] f. yapmak, etmek; tamamlamak, meydana getirmek; neden olmak; düzenlemek, temizlemek; rolünü üstlenmek; ilgilenmek; uymak; ayağını kaydırmak; dolandırmak (Argo)
  • - Steve called.
    - What did he say?
    - He said where the hell were you. What did you tell him?
    That you have to wait 24 hours before you file a missing person's report.
    I thought you were in somebody's trunk.
    - I was with Danny.
    - I waited for you at the steam bath. Just sweating my ass off with some fat women from the old countrywho don't speak any English.

    - Steve aradı.
    - Ne dedi?
    - Hangi cehennemde olduğunu söyledi. Ona ne söyledin?
    - Kayıp kişi raporu vermeden evvel 24 saat beklemen gerektiğini.
    - Birinin bagajındasın sandım.
    - Danny ile birlikteydim.
    - Seni buhar odasında bekledim. Eski ülkeden gelen ve hiç İngilizce konuşamayan şişman bir kadınla birlikte kıçımı terletiyordum.
  • - Did you? - Let's go.
    - Söyledin mi? - Gidelim.

  • - Did the two of them have any problems?
    - No.
    - Sorunları var mıydı?
    - Hayır.
  • - You know what the next move is, don't you?
    - Yes, l do. Jack Burden Willie Stark's hatchet man .
    - How did you find out ?
    - This would never stand at law. lt happened over 25 years ago. You could never get any testimony. Everybody is dead.
    - Everybody except you .You're alive. People think you're a certain kind of man.
    - Sonra ne olacak biliyorsun, değil mi?
    - Evet, biliyorum. Jack Burden, Willie Stark'ın kiralık katili.
    - Nasıl öğrendin?
    - Bu mahkemeye girmez. Bu olay 25 yıl önce oldu. Hiçbir şekilde ifade alamazsın. Herkes öldü.
    - Sen hariç herkes. Sen yaşıyorsun. İnsanlar seni güvenilir biri olarak biliyor.
  • - Did you see his black armband?
    - Yes.
    - Siyah pazubandını gördün mü?
    - Evet.
  • - How did you raise your temperature? I'd like to know. I'm listening.
    - It was easy. I rubbed the thermometer against the sheet.
    - Sıcaklığını nasıl yükselttin? Bilmek istiyorum. Dinliyorum.
    - Kolaydı. Termometreyi çarşafa sürttüm.
  • - She took advantage of my love.
    - You are blaming her false.
    - lf this is false, why did she leave the house? Why didn't she answer my questions?
    - You misunderstood. That's why l've come to make you understand.
    - Sevgimi kullandı.
    - Onu yanlış yere suçluyorsun.
    - Yanlış yere suçluyorsam, niye evi terketti? Neden sorularıma cevap vermedi?
    - Yanlış anladın. Bu yüzden geldim, sana anlamanı sağlamaya.
  • - You mean, you like it?
    - Like it? I hate it. Did you make that up?
    - No. I heard it all my life. I heard it first from my dad.
    - You're kidding me.
    - No, he's got some terrific sayings.
    - Sevdin mi, yani?
    - Sevmek mi? Nefret ettim. Bunu uydurdun mu sen?
    - Hayır. Bütün hayatım boyunca duydum onu. İlk olarak babamdan duydum.
    - Dalga geçiyorsun.
    - Hayır, çok güzel lafları vardı.
  • - Can you remember when the hard winters came? Or did you lose your memory along with your sense of shame?-
    - Sert kışların olduğu zamanları hatırlıyor musun? Yoksa hafızanı da utanma duygunla birlikte kayıp mı ettin?
  • - l would never have got a friend like you. You did so much for me. You got me a job and a house.
    - lt's a friend's duty to help a friend.
    - Senin gibi bir arkadaşım hiç olmadı. Benim için çok şey yaptın. Bana bir iş ve ev buldun.
    - Arkadaşına yardım etmek bir arkadaşın görevidir.
  • - In case I don't see you again, how much do I owe you for taking care of that girl?
    - Forget it. I didn't do it as a doctor. I did it as a neighbour.
    - Seni tekrar görmemem halinde, şu kıza baktığın için sana borcum ne kadar?
    - Unut gitsin. Bunu bir doktor olarak yapmadım, bir komşu olarak yaptım.
  • - Did you read the part where I said I'd always love you?
    - It's a bit hard for you to love me when you're dead, isn't it?
    - I'm sorry. I can understand why you're angry,
    - Seni her zaman seveceğimi söylediğim kısmı okudun mu?
    - Öldüğünde beni sevmen biraz zor, öyle değil mi?
    - Üzgünüm. Kızgın olmanı anlıyorum.
  • - And what did you say?
    - I told him I agree.
    - Sen ne söyledin?
    - Ona katıldığımı.

  • - Well, what did you say? - I said, "Jump."
    - Sen ne dedin? - "Atla!" dedim.

  • - What did you say?
    - I want a divorce, Macon, I rented an apartment downtown.
    - Honey, listen, it's been a hard year. We've had a hard time. People who lose a child often feel this way.
    - Sen ne dedin?
    - Boşanmak istiyorum. Macon, şehir merkezinde bir daire kiraladım.
    - Tatlım, dinle. Çok zor bir yıl oldu. Çok zor zamanlar geçirdik. Çocuğunu kaybeden kişiler genellikle bu şekilde hissederler.
  • - You never did this?
    - All I wanted was to have long hair.
    - Sen hiç yapmadın mı?
    - Tek istediğim uzun saçlı olmaktı.
  • - You did everything. - You tried.
    - Sen elinden geleni yaptın. - En azından denedin.

  • - Did you call me a wuss? - What did you say?
    - Sen bana korkak mı dedin? - Ne dedin sen?

  • - Hi, doc.
    - Jelly, what are you doing here?
    - Hey, doc. It's been a while.
    - I thought you were in prison.
    - It would appear not.
    - Well, how did you get out?
    - I had a new trial. It turns out the evidence in my first trial was, you know, tainted.
    - I see. Anyway, two of the witnesses decided not to testify, and the third guy......he committed suicide.
    - Selam doktor.
    - Jelly, burada ne yapıyorsun?
    - Hey doktor. Uzun zaman oldu.
    - Senin hapiste olduğunu sanıyordum.
    - Görünüşe göre, değilim.
    - Ee, nasıl çıktın?
    - Yeni bir duruşma oldu. İlk mahkemedeki kanıtlar bir şekilde... bilirsin... bozuk çıktı.
    - anladım. Neyse, görgü tanıklarından ikisi ifade vermemeye karar verdi ve üçüncü kişi de... intihar etti.
  • - Did you see my present for you?
    - It was on my pillow.
    - Sana verdiğim hediyeyi gördün mü?
    - Yastığımın üzerindeydi.

4,064 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024