go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 899 kişi  12 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

realize

realized, realized, realizing, realizes
[realize (Amer.) ] f. farketmek, anlamak
  • Don't you realize how he's changed these past weeks?
    Geçen birkaç hafta içinde nasıl değiştiğini fark etmiyor musun?
  • I realize I put a lot on you.
    Farkında vardım ki, sana
    çok yüklendim.
  • I realize that I give you a
    hard time about living here,
    Fark ettim ki, burada yaşaman
    konusunda sana çok sıkıntı verdim,...
  • But once you become active in something, something happens to you. You get excited and suddenly you realize you count.
    Studs Terkel
    Fakat bir kez bir şeyde aktif olmaya başlarsanız, size bir şey olur. Heyecanlanırsınız ve aniden önemli olduğunuzu fark edersiniz.
  • Have you ever had one of those moments when you look up and realize that you're one of those people you see on the train talking to themselves?
    Marc Maron
    Düşünüp trende kendi kendine konuştuğunu gördüğünüz kişilerden biri olduğunuzu fark ettiğiniz anlarınız hiç oldu mu?
  • I realize now that it is too late......that honor does not live in a name. It is about what you carry in your heart.
    Çok geç olduğunu şimdi fark ediyorum... şeref bir isimde yaşamaz. Kalbinde ne taşıdığınla alakalıdır.
  • You realize how crazy he had to be to do this?
    Bunu yapabilmek için ne kadar çılgın olmak gerekir dü?ünebiliyor musunuz?

  • You realize, of course, these are illegal in your country.
    Bu puroların ülkenizde yasadışı olduğunu biliyorsunuz herhalde.

  • What you've got to realize is that a clever cook puts unlikely things together like duck and orange, like pineapple and ham.It's called artistry.
    Anlaman gereken şey akıllı bir aşçının ördek ve portakal ve ananas ile jambon gibi olasılık dışı şeyleri bir araya getirmesidir.
  • -Are you completely mad? Why did you come here? -To see you. -But don't you realize that...? -My men told me what you did for me, so I've come to thank you.
    -Sen aklını mı kaçırdın? Buraya neden geldin? -Seni görmek için. -Peki farkında değil misin...? -Adamlarım benim için yaptıklarını anlattı, ben de sana teşekkür etmek için geldim.
  • -It's too late to do anything else. -I don't understand you. -Because you don't realize how you've changed things for me. You don't know all that you've done.
    -Bir şeyleri değiştirmek için çok geç. -Seni anlamıyorum. -Çünkü benim için olayları nasıl değiştirdiğini fark etmiyorsun. Yaptıklarını bilmiyorsun.
  • - I don't understand you.
    - Because you don't realize how you've changed things for me.
    - Seni anlamıyorum.
    - Çünkü benim için bazı şeyleri nasıl değiştirdiğini fark etmiyorsun.
  • - Do you realize what would happen if I hand in my reports in your handwriting?
    - I'll get fired.
    - You wouldn't want that to happen, would you?
    - Raporlarımı senin elyazınla yazılmış şekilde verirsem ne olacağının farkında mısın?
    - Kovulurum.
    - Bunun olmasını istemezsin değil mi?
  • - When did they realize that?
    - They knew when they'd see on the X-ray, the boy had been operated on. They'd removed a kidney.
    - There are people who do that. Filthy people! Bad people! Traffickers in human organs.
    - Ne zaman farkına vardılar?
    - X-ry'de çocuğun ameliyat edildiğini gördüklerinde öğrendiler. Böbreğini almışlardı.
    - Bunu yapan insanlar var. Pis insanlar! Kötü insanlar! Organ tüccarları.
  • - Do you realize what you're saying? - Yes, this guy ripped me off.
    - Ne söylediğinin farkında mısın? - Evet, bu adam beni soydu.

  • - Drop off my dry cleaning. Pick up my vitamins. Wash my new jeans.
    - You realize what you are, don’t you?
    - What?
    - You’re his bitch.
    - No-no!! No!!
    - Kuru temizlemeye götürülecekleri götür. vitaminlerimi al. Yeni kot pantolonumu yıka.
    - Ne olduğunun farkındasın, değil mi?
    - Ne?
    - Onun fahişesisin.
    - Hayır- hayır! Hayır!
  • - He didn't use it because he doesn't realize it's there. He still thinks it's in the handbag.
    - You see?
    - You were very nearly right.
    - Kullanmadı çünkü orada olduğunu farketmedi. Hala da çantada olduğunu sanıyor.
    - Gördün mü?
    - Haklı sayılırsın.
  • - Do you know how hard it is for me to go to the cemetery?
    - I was just trying to help him get back to some kind of life.
    - He was coming back. Don't you realize how he's changed these past weeks? His apartment, his life? He fell in love. Why do you want to rush things?
    - Benim için mezarlığa gitmenin ne kadar zor olduğunu biliyor musun?
    - Sadece onun hayata dönmesine yardım etmeye çalışıyordum.
    - Dönüyordu zaten. Şu geçtiğimiz haftalarda ne kadar değiştiğini farketmiyor musun? Evi, hayatı? Aşık oldu. Neden işleri aceleye getirmek istiyorsun?
  • 'I realize they say we are 'wacko' and 'out there, but we are the most rational of all.
    Brigitte Boisselier
  • A good boss makes his men realize they have more ability than they think they have so that they consistently do better work than they thought they could.
    Charles Erwin Wilson

702 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024