-Did you read the part where I said I'd always love you? -It's a bit hard for you to love me when you're dead, isn't it? -I'm sorry.I can understand why you're angry, Marcus.
-Seni her zaman seveceğimi söylediğim bölümü okudun mu? -Ölüyken beni sevmen senin için biraz zor olur, değil mi? -Üzgünüm. Neden kızgın olduğunu anlayabiliyorum, Marcus.
- Did you read the part where I said I'd always love you?
- It's a bit hard for you to love me when you're dead, isn't it?
- I'm sorry. I can understand why you're angry,
- Seni her zaman seveceğimi söylediğim kısmı okudun mu?
- Öldüğünde beni sevmen biraz zor, öyle değil mi?
- Üzgünüm. Kızgın olmanı anlıyorum.
- You read it I'm sure it's nothing.
- Do you really want me to read it? Oh my god! What a handwriting! She writes like a young person. Meticulous and pretty.
- Just read it.
- Oku. Eminim birşey değildir.
- Gerçekten okumamı istiyor musun? Aman Tanrım! Nasıl bir elyazısı! Genç biri gibi yazıyor. Hoş ve titizlikle yazılmış.
- Sadece oku!
- Get out of here and close the goddamn door. - Is it a game? - Now, I'm gonna read some words. They won't make any sense, but I|want you to listen to them anyway.
- Çık dışarı ve kahrolası kapıyı da kapat. - Bu bir oyun mu? - Şimdi birkaç kelime okuyacağım. Bir anlam ifade etmeyecekler ama yine de dinlemeni istiyorum.
- You didn't come here to d an objective story.
- There's no such thing. The objective journalist is a myth you read about......like Gerard or Phoenix an honest politician.
- Buraya objektif bir hikaye yazmak için gelmediniz.
- Böyle birşey yoktur. Objektif gazeteci diye okuduğunuz şey, bir mit sadece .... aynı Gerard ya da Pheonix'in dürüst politikacılar olması gibi.
- Miss Bristow, we know you know how to read this code. Do you recognize your handwriting?
- No. I draw little hearts over my I's. Smiley faces sometimes.
- Bay Bristow, Bu kodun nasıl okunduğunuzu bildiğinizi biliyoruz. El yazınızı tanıdınız mı?
- Hayır. Ben -i'lerimin üzerine küçük kalpler yaparım. Bazen de gülen suratlar.