go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 923 kişi  03 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

office

i. büro
s. büro
  • He left the office early.
    Kendisi ofisten erken çıktı.
  • Jake Wise planted something up in my office to frame me. I didn't find it in time.They're all bastards. All of them.
    Jake Wise, suçu bana atmak için ofisime bir şeyler yerleştirdi. Zamanında bulamadım. Bunların hepsi piç. Hepsi.
  • James Mertin, an Irish ship captain, came to this town and decided to erect an office building.
    İrlandalı bir gemi kaptanı James Mertin, bu şehre geldi ve bir büro binası inşa etmeye karar verdi.
  • I’m tired of the same office and the same people everyday!
    Her gün aynı insanlardan ve aynı ofisten yoruldum.

  • Helen, did you call your friend on the office phone yesterday?
    Helen, dün arkadaşını ofis telefonundan aradın mı?

  • But how can I be efficient in the office if I don't get enough sleep at night?
    Geceleyin yeterince uykumu almazsam, ofiste nasıl verimli olabilirim?
  • Yes. Tell Helen not to call her friends on the office phone.
    Evet. Helen’e arkadaşlarını ofis telefonundan aramamasını söyle.

  • Yes, I told her not to use the office phone for personal calls.
    Evet, ofis telefonunu kişisel aramalar için kullanmamasını söyledim.

  • Last night at 9:18 pm , Mr. Scott Shaw, a high school principal, was walking from his office to his car when he was attacked from behind.
    Dün gece saat 21:18’de, bir lise müdürü Bay Scott Shaw, ofisinden arabasına yürüdüğü sırada biri onun arkasından saldırdı.

  • So a lot of times I'll just lock the door to my office...
    bu yüzden birçok kez ofisimin kapısını kapar ve...

  • That office uses every possible countersurveillance technique. But this isn't a logistical question.
    Bu ofis mümkün olan her karşı izleme tekniğini kullanır. Ancak bu lojistik bir mesele değil.
  • I was working in my office on the 28th floor of a skyscraper.
    Bir gökdelenin 28. katındaki ofisimde çalışıyordum.

  • You know, mostly front office stuff.
    Bilirsin, genellikle masa başı işleri

  • I look up and everybody from the office is just staring at me. So I left my office this afternoon for the last time.
    Başımı kaldırdığımda herkes bana gözünü dikmiş bakıyordu. Bunun üzerine bu öğledensonra son kez ofisimden ayrıldım.
  • The barkeeper rushed into the sheriff’s office.
    Barmen şerifin ofisine koşturdu.

  • You know what, guys, we're just having a little office party.
    Bakın burda kendi aramıza ufak bir parti veriyoruz.

  • Look at that! Why don't we step into my office and discuss the terms?
    Bak bak. Neden ofisime gidip koşullarımız hakkında konuşmuyoruz?
  • I’ll get on the same train, then I’ll go to the same office.
    Aynı trene bineceğim, ardından aynı ofise gideceğim.

  • Nothing's changed since you called in.
    He's registered with our office.
    Aradığından beri hiçbir şey değişmedi.
    Ofisimize kaydını yaptırdı.

  • I have hardly seen my baby for six weeks; have been at the office from nine A.M. to eleven P.M. regularly.
    Franklin Knight Lane
    Altı haftadır bebeğimi zar zor görüyorum; düzenli olarak sabah dokuzdan akşam on bire ofisteyim.

381 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024