En çok kullanılan kelimeler
En çok kullanılan fiiller
Boşluk doldurma (kelimeler)
Boşluk doldurma (fiiller)
Kelime tamamlama
Fiil tamamlama
Kelime Eşleştirme
Fiil Eşleştirme
Kelime Telaffuzları
Fiil Telaffuzları
Fiil çekim testleri
|
f. bölüştürmek
i. hisse, çok - We had a lousy bench last year. We had to play a lot of injured ball players. That's part of the job.
Geçen sene yedeklerimiz berbat durumdaydı. Birçok sakat top oyuncusunu oynatmak zorunda kaldık. İşin bir kısmı da bu. 25.08.2009 neslitukenmis !- There was a lot going on
during the missile scare, Füze krizi sırasında çok şeyler oldu... - I got a lot of interest in my movie treatment.
Film projeme olan ilgi arttı.
- I realize I put a lot on you.
Farkında vardım ki, sana
çok yüklendim. - Yeah, you know, doc, I gotta tell you, I feel a lot better.
Evet, doktor, size söylemeliyim, çok daha iyi hissediyorum.
- Yeah, it didn't make
a lot of sense Evet, ama o çok anlamsızdı,
o yüzden... - I think you should do your homework over because there are a lot of mistakes in it.
Ev ödevini yeniden yapmalısın çünkü ondaçok hata var. 16.01.2010 onr - ?eviren: Duran !- She used to visit the lobby a lot.
Eskiden lobiyi sıkça ziyaret edermiş.
- I'm concerned it might be serious because his vision's impaired. And he seems to be in a lot of pain.
Endişe ediyorum çünkü görmesinde sorun var ve çok acı çekiyor. - If a little knowledge was a dangerous thing, a lot was lethal.
Tom Sharpe Eğer birazcık bilgi tehlikeli bir şey ise, çoğu ölümcüldür. 18.06.2010 onr - ?eviren: derya !- Doctor if you ever cross me.. I'll break a lot more than that vase.
Eğer benimle zıtlaşacak olursanız,doktor…bu vazodan daha fazlasını kıracağım. - Sir, there are a lot of discs. We found this among them. We'll put it into this envelope and seal it.
Efendim, bir sürü disk var. Bunu aralarında bulduk. Onu bu zarfa koyup mühürleyeceğiz.
- Well, we thought it would be a
lot funnier if it was a sitcom. Durum komedisi olursa
daha eğlenceli olur diye düşündük. - That's right. You think I've
been with a lot of broads. Doğru. Benim bir çok kadınla beraber
olduğumu düşünüyorsunuz. - It rains a lot at sea, you know.
Denizde çok yağmur yağar, biliyorsunuz.
- He’s never been to Europe before, and he’s already seen a lot of new places.
Daha önce hiç Avrupa'ya gitmedi ve bir çok yeni yeri gezdi.
- I know I've got a lot to learn,
but I'm a hard worker. Daha öğrenecek çok şeyim olduğunu
biliyorum, ama çok çalışırım. - At an early age someone should've told you.. ...you can attract a lot more flies with honey than with vinegar
Daha gençken birileri sana söylemiş olmalı; bal kullandığında sirke kullandığın zamandan daha fazla arıyı çekebilirsin. - They lost a lot of weight.
Çokça kilo kaybettiler.
- They caught a lot of fish.
Çokça balık tuttular.
4,683 c?mle
|