go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 574 kişi  27 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

dare

dared, dared, daring, dares
f. cesaret etmek
  • How dare you sleep now?Get up!
    Şimdi uyumaya nasıl cüret edersin? Kalk.
  • I wouldn't dare complain about you.
    Senin hakkında şikayet etmeye cüret etmem.
  • Don't you dare lie to me.
    I'll cut your fingers off.
    Sakın bana yalan söyleme.
    Parmaklarını keserim.
  • How dare you speak to me that way in front of her?
    Onun yanındayken benimle o şekilde konuşmaya nasıl cüret edersin?
  • Don't you dare take my son away from me!
    Oğlumu benden almaya sakın cüret etme.
  • She's the one chance. As head of the family, no one would dare dispute her word.
    O tek şansımız.Ailenin reisi olarak hiçkimse onun sözüne karşı gelmeye cesaret edemez.
  • You do whatever you want but don't you dare to lay a finger on my girlfriend.
    Ne istersen yap ama kız arkadaşıma dokunmaya sakın cüret etme!
  • How dare you tell me that my
    life doesn't have purpose.
    Ne cüretle benim amaçsız yaşadığımı
    söylüyorsun.
  • How dare you enter the girls' hostel?
    Kız yurduna girmeye nasıl cüret edersin?
  • I didn't dare with everyone staring.
    Herkes bana bakarken yapmaya cesaret edemedim.
  • I would even dare to go a
    little further perhaps.
    Hatta daha da ileri gitmeye
    cüret edebilirim sanırım.
  • Do you dare publish the truth?
    Gerçeği yayımlamaya cüret ediyor musun?
  • But though he could swim a little, he did not dare risk going into the pond without some help.
    Fakat biraz yüzebilmesine rağmen biraz yardım almadan havuza girme riskini göze alamadı.
  • You got to learn to like them, if you're going to eat with me Don't you dare throw them up in here Or I'll get Spangler to stuff them back down your throat
    Eğer benimle yemek yiyeceksen, onları sevmeyi öğrenmek zorundasın. Onları buraya fırlatmaya asla cesaret etme. Yada Spangler’a onları boğazına dizmesini söylerim.
  • How dare you tell me how to bring up my child!
    Çocuğumu nasıl büyütmeyi bana öğretmeye nasıl cüret edersin?
  • The bourgeoisie will never dare put the barrels of guns in their own mouths.
    Burjuvazi silahın namlusunu kendi ağzına dayamaya asla cesaret edemeyecektir.
  • You dare come here naked?
    Buraya çıplak girmeye nasıl cüret ettin?
  • Many of these lessons are sent to people living in remote areas of Nepal where no Bible is found and few preachers dare venture
    Bu derslerin çoğu, İncilin bulunmadığı, kimsenin vaaz vermeye cesaret edemediği, Nepal'in uzak bölgelerinde yaşayan insanlara yollanıyor.
  • You did everything in your power to break us up. Don't you dare tell me about friendship.
    Bizi ayırmak için elinden gelen herşeyi yaptın. Bana dostluktan bahsetmeye cüret etme!
  • How dare you smoke in my presence without my permission?
    Benim yanımdayken benden izin almadan sigara içmeye nasıl cüret edersiniz?

201 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024