go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1025 kişi  16 Haz 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

well

f. fışkırmak
i. iyi durum, kaynak
s. iyi, hoş
  • - Yeah. - Yeah, well, I lost them all in the fire!
    - Evet. - Puroların hepsini yangında kaybettim!

  • - Yes. - Well, they're filthy.
    - Evet. - Ama kirliler.

  • - Well , gentlemen... we've gotten rid of the troublemakers. Now we need a leader. For me , the choice is clear. We should elect the biggest and strongest nobleman we have.
    - Evet, beyler... problem çıkaranlardan kurtulduk. Şimdi bir lidere ihtiyacımız var. Benim için seçim belli. Aramızdaki en büyük ve en güçlü asilzadeyi seçmeliyiz.
  • - When was the last time I played a practical joke?
    - Well that was the time you said you are dieing of kidney failure and I donated one of my kidneis to save your life, and then you said it was an april fool an
    - En son ne zaman eşşek şakası yapmıştım?
    - Böbrek yetmezliğinden ölmek üzere olduğunu söylediğin ve benim de böbreğimi senin hayatını kurtarmak için bağışladığım ve '1 Nisan' dediğinn zaman..
  • - Well, shouldn't we at least consider it? - I spent a year of my life on this case.
    - En azından göz önünde bulundurmamız gerekmez mi? - Hayatımın bir yılını bu davaya verdim.

  • - Well, shouldn't we at least consider it?
    - I spent a year of my life on this case.
    - En azından göz önünde
    bulundurmamız gerekmez mi?
    - Hayatımın bir yılını bu davaya verdim.

  • - Well, so that's that. - No, that's not that.
    - Demek bu kadarmış. - Hayır. Bu kadar değil.

  • - Is there no one left to cast the bell?
    - Take me with you. Let me cast the bell for you.
    - Are you mad, boy?
    - Take me to the Prince. Honestly, I can make everything very well for you. You won't find anyone better than me; they're all dead.
    - Go to hell!
    - Okay! But I know the secret of bell-making, and I won't tell.
    - What are you saying?
    - I know the secret. My father knew the secret of bell-making. Before he died, he passed it to me.
    - Çanı toplayacak kimse kalmadı mı?
    - Beni de götürün. Sizin için çanı da toplayayım izin verin.
    - Sen delirdin mi, çocuk?
    - Beni Prens'e götürün. Dürüstçesi, herşeyi sizler için en iyi şekilde yapabilirim. Benden daha iyisini bulamazsınız; hepsi öldüler.
    - Cehenneme git!
    - Tamam! Ama çan yapmanın sırrını biliyorum ve söylemem.
    - Sen ne diyorsun?
    - Sırrı biliyorum. Babam çan yapmanın sırrını biliyordu. Ölmeden önce de onu bana iletti.
  • - You should make an effort. He's gonna be your son-in-law and you hardly know him.
    - I know him well enough.
    - Then you should try to be more positive.
    - Çaba göstermelisin. Damdın olacak ve sen onu çok az tanıyorsun.
    - Onu yeteri kadar iyi tanıyorum.
    - O zaman daha pozitif olmalısın.
  • - I thought I was gonna make it out of here. - Yeah, well, you were wrong.
    - Buradan kaçabileceğimi sanıyordum. - Yanılmışsın.

  • - You gonna throw this out? - Well, I can't wear it.
    - Bunu atacak mısın? - Giyemem ki.

  • - Well, that's really not fair. - I know.
    - Bu hiç adil değil. - Biliyorum.

  • - Get out of here. - Well, let me think about it.
    - Boşversene. - Düşünmeme izin verin.

  • - I need to talk to someone. - Well, what is this about?
    - Birisi ile konuşmam gerekiyor. - Konu neydi?

  • - I didn't know you have a motorcycle. - Well, my girlfriend had one.
    - Bir motorsikletin olduğunu bilmiyordum. - Şey, kız arkadaşımın vardı.

  • - I don't know, maybe. - Well, you're not gonna wear this.
    - Bilmiyorum, belki. - Yani, bunu giymezsin artık.

  • - Well, look who's here. - Oh, hi, Dad.
    - Bakın kim gelmiş. - Merhaba, baba.

  • - Daddy never laughs. - Oh, well, so what?
    - Babam hiç gülmez. - Ne olmuş?

  • - You talk like a mother. Let's go to a restaurant so he gets dressed. Your dad's been a bit lazy lately. Are you doing well in the theatre?
    - It works. At least I can act. We're on tour now.
    - Anne gibi konuşuyorsun. Hadi restorana inelim de giyinsin. Baban son zamanlarda biraz tembel oldu. Tiyatro iyi gidiyor mu?
    - İdare ediyor. En azından rol yapabiliyorum. Şu anda turnedeyiz.
  • - Well, Andy and I-- - Can I have a cigar?
    - Andy ve ben-- - Bir puro alabilir miyim?


2,846 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024