go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 536 kişi  25 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

bought

bought, bought, buying, buys
[buy] f. satın almak, almak, pahasına elde etmek; rüşvetle elde etmek, kiralamak, inanmak, yutmak, satın alma gücü olmak
  • He bought a country house three years ago and bought a Jaguar at the same time.
    Üç yıl önce bir kır evi satın aldı ve aynı zamanda bir Jaguar aldı.

  • Well, we just bought some guitars and we taught ourselves.
    Şey, sadece birkaç tane gitar aldık ve kendi kendimize öğrendik.

  • He bought a luxury yacht the next year.
    Sonraki yıl lüks bir yat satın aldı.

  • Then the man bought a lovely house on the edge of the town.
    Sonra adam şehrin kıyısında hoş bir ev satın aldı.
  • I bought you a boxed lunch, eel on rice.
    Sana kutulanmış öğle yemeği aldım, pilav üzeri yılan balığı.
  • Do you remember, when first bought you a bicycle? You were very happy. But you crashed into my father's legs.
    Sana ilk bisiklet alındığı zamanı hatırlar mısın? Çok mutluydun ama babamın bacağına çarpmıştın.
  • Where's that watch we bought you?
    Sana aldığımız kol saatin nerede?

  • When will you start using those gloves I bought you?
    Sana aldığım bu eldivenleri ne zaman kullanacaksın?
  • I bought you two boxes
    of baby wipes.
    Sana 2 kutu bebek bezi aldım.
  • We just bought an apartment on Riverside Drive.
    Riverside Drive'da yeni bir daire aldık.

  • He bought it on consignment. He paid $3,000 for it.
    Posta ile teslim almış. 3 bin dolar ödemiş.

  • He bought a lot of souvenirs and took them back to Brazil.
    Pek çok hediyelik eşya satın aldı ve onları Brezilya’ya getirdi.

  • I should've bought it.But we can't afford it.
    Onu satın almalıydım. Ancak gücümüz yetmez.
  • That's why I bought them for you!
    Onları bu yüzden aldım sana!
  • He's been better behaved since then.He bought me trainers.
    O zamandan beri iyi davranıyor. Bana antranör tuttu.
  • A friend called Miura bought a new one, and resold this to me. It's a bargain.
    Miura adında bir arkadaş kendine yenisini aldı ve bunu bana sattı. Kelepir.
  • The Japanese bought our game They’ll host a Mahjong tournament to promote it.
    Japonlar oyunumuzu satın aldılar. Geliştirmek için Mahijong turnuvasına evsahipliği yapacaklar.
  • Anyway, you're probably wondering why I bought it for you.
    Herhalde bunu sana neden aldığımı merak ediyorsun.

  • No, I bought a new one today. It's got everything.
    Hayır, bugün yeni bir tane aldım. Bir çok özelliği var.

  • In fact, when we got
    back, I bought her a car.
    Hatta, döndüğümüzde ona
    bir araba almıştım.

246 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024