There must be some mistake here. I don't recognize you. Are you my some sort of imaginary friend?
No. Aren't you too old to have imaginary friends?
I have emotional problems.
Bir yanlışlık olmalı. Seni tanımıyorum. Sen benim hayali arkadaşım filan mısın?
Hayır, hayali arkadaşlara sahip olmak için biraz fazla yaşlı değil misin?
Duygusal sorunlarım var.
A Latin teacher told me I might make a good actress, and that stuck in my memory. I did some modeling, and Polanski gave me that small part. Jacqueline Bisset
Bir Latince öğretmeni bana iyi bir oyuncu olabileceğimi söyledi; ve bu benim hafızama kazındı. Biraz modellik yaptım ve Polanski bana bu küçük bölümü verdi.
You felt we had a deal. A deal connotes reaching some point of equality. I'm afraid there's never been anything equal about us.
Bir anlaşmamız olduğunu hissediyordun. Anlaşma, bir eşitlik noktasına varma anlamına gelir. Korkarım bizimle ilgili eşit hiçbir şey asla mevcut olmadı.