Making a complaint

Customer: Good morning. I'd like to speak to the manager.

Manager: I am the manager, sir. How can I help you?

Customer: Well, it's this radio. It doesn't work.

Manager: Hmm...did you buy it here?

Customer: What? Of course I bought it here. Look, you turn it on and

nothing happens.

Manager: May I see your receipt?

Customer: Receipt? Uh...I don't have one.

Manager: You must have gotten a receipt when you bought it.

Customer: I probably did. I must thrown it away.

Manager: Uh-huh. Well, do you have any other proof of purchase - the

guarantee, for example?

Customer: No. It must have been in the box. I threw that away too.

Manager: That's too bad. You really ought to have kept it. We need to

know the exact date of purchase.

Customer: What? I only bought it yesterday! That young man over there

waited on me... Oh, I paid by credit card. I have my copy here.

Manager: Oh. All right then. Did you test the radio before you left

the store?

Customer: Test it? No, it was in the original box. I expected it to

work. It wasn't some cheap radio; it's a good brand.

Manager: You should have tested it.

Customer: Come on! Stop telling me what I should have done, and do

something! Either give me my money back or give me another radio.

Manager: There's no need to get impatient, sir. Let me look at it.

Hmm...you see this little switch in the back?

Customer: Yes.

Manager: It's on AC and it should be on DC. You really should have

read the instructions.

Customer: Oh!

Müşteri: Günaydın. Müdürle konuşmak istiyordum.

Müdür: Müdür benim, bayım. Size nasıl yardım edebilirim?

Müşteri: Şey, bu radyo. Çalışmıyor.

Müdür: Hım... onu buradan mı aldınız?

Müşteri: Ne? Tabi ki buradan aldım. Bakın, açıyorsunuz ve hiçbir şey

olmuyor.

Müdür: Fişinizi görebilir miyim?

Müşteri: Fiş mi? Ah...bende yok.

Müdür: Satın aldığınızda bir fiş almış olmalıydınız.

Müşteri: Herhalde aldım. Onu atmış olmalıyım.

Müdür: Ah-hah. Şey, satışa dair başka herhangi bir kanıtınız var mı -

garanti, mesela?

Müşteri: Hayır. Kutuda olmalıydı. Ben onu da attım.

Müdür: Bu çok kötü. Onu gerçekten saklamalıydınız. Satışın tam

tarihini bilmeliyiz.

Müşteri: Ne? Onu sadece dün aldım! Şuradaki genç adam bana refakat

etti... Ah, kredi kartıyla ödedim. Benim kopyam var.

Müdür: Ah. Pekala, öyleyse. Dükkandan ayrılmadan önce radyoyu

denediniz mi?

Müşteri: Denemek mi? Hayır, orijinal kutusundaydı. Çalışmasını

bekliyordum. Bu ucuz radyolardan değil; iyi bir marka.

Müdür: Denemeliydiniz.

Müşteri: Hadi! Bana ne yapmış olmam gerektiğini söylemeyi kesin ve

bir şey yapın! Ya bana paramı verin ya da bana başka radyo verin.

Müdür: Sabırsızlanmaya gerek yok, bayım. Bakayım. Hım... arkadaki

bu küçük anahtarı görüyor musunuz?

Müşteri: Evet.

Müdür: O AC'de ama DC'de olmalı. Talimatları gerçekten okumalıydınız.

Müşteri: Ah!