A trip to Los Angeles 3

James: OK. Where's the tag?

Mrs. Hall: What tag, hon?

James: The name tag that the airline gave me to put on the suitcase.

Oh, here it is.

Mrs. Hall: Now, do you have the key?

James: What key?

Mrs. Hall: The key to lock the suitcase, of course.

James: It's in the lock, Mom. There's nothing to worry about. There's

plenty of time.

Mrs. Hall: Have you forgotten anything?

James: I hope not.

Mrs. Hall: And you have a safe pocket for your traveler's checks?

James: Yes, they're in my inside coat pocket.

Mrs. Hall: Do you have a book to read on the plane?

James: Yes, it's in my briefcase.

Mrs. Hall: What about small change to make phone calls?

James: Check. I have a pocketful of coins.

James: Peki. Fiş nerede?

Bayan Hall: Ne fişi, tatlım?

James: Havayolunun valizime koymam için bana verdiği isim fişi. Ah,

işte burada.

Bayan Hall: Şimdi, anahtarın var mı?

James: Ne anahtarı?

Bayan Hall: Valizi kilitlemek için olan anahtar tabi ki.

James: Takılı, Anne. Endişelenecek bir şey yok. Bolca zaman var.

Bayan Hall: Herhangi bir şey unuttun mu?

James: Umarım unutmamışımdır.

Bayan Hall: Seyahat çeklerin için güvenli bir cebin var mı?

James: Evet, onlar ceketimin iç cebindeler.

Bayan Hall: Uçakta okumak için kitabın var mı?

James: Evet, evrak çantamda.

Bayan Hall: Telefon görüşmeleri için ufak bozukluklardan ne haber?

James: Kontrol edildi. Bir cep dolusu bozuk param var.