En çok kullanılan 2000 İngilizce kelime

• electricity: i. elektrik, elektrik akımı
• elegant: s. şık, zarif, hoş
• element: i. öğe, küçük bir miktar
• else: zf. başka
• emergency: i. tehlike, acil durum
• employee: i. işçi
• employer: i. işveren, patron
• employment: i. iş verme, iş
• empty: f. boşaltmak i. boşalma s. boş
• enemy: i. düşman s. düşman, düşmana ait
• energy: i. enerji, kuvvet
• engine: f. makine takmak i. motor, makine, lokomotif
• enough: s. yeterli zf. yeteri kadar ünl. yeter
• entertainment: i. eğlence, gösterim
• entrance: f. hayran bırakmak i. giriş, kapı
• envelope: i. zarf, kılıf
• equal: f. eş değerde olmak i. emsal s. eşit, denk
• equate: f. eşitlemek
• especially: zf. özellikle
• even: f. düzlemek s. düz, eşit zf. bile, hatta
• evening: i. akşam
• event: i. olay, durum
• eventually: zf. sonunda, sonuçta
• ever: zf. daima, hiç
• every: s. her, her bir
• evil: i. kötülük, uğursuzluk s. kötü
• exact: f. dayatmak s. tamı tamına
• exactly: zf. tam olarak, kesin olarak ünl. kesinlikle, aynen
• example: i. örnek
• excellent: s. kusursuz, seçkin ünl. mükemmel
• except: f. hariç tutmak ed. haricinde bğ. yoksa, başka
• exception: i. istisna, hariç tutma
• exchange: f. değiş tokuş etmek, bozdurmak i. takas, bozma
• exercise: f. çalışma yapmak i. alıştırma, talim
• exit: f. çıkmak i. çıkış
• expense: i. harcama, masraf, gider
• expensive: s. pahalı
• experience: f. denemek, başından geçmek i. deneyim
• experiment: f. deney yapmak i. deney, deneme
• expert: i. bilirkişi, erbap s. uzman, ihtisas
• explanation: i. açıklama
• expression: i. söz, anlatım
• extend: f. genişletmek, uzatmak, devam ettirmek
• extra: i. ilave s. ekstra, ek zf. ilaveten
• extraordinary: s. olağanüstü, sıradışı
• eye: f. gözetlemek i. bakış s. göz
• fact: i. gerçek, olgu, durum
• factory: i. fabrika, imalathane
• fade: f. solmak s. sararmış
• failure: i. eksiklik, kusur
• faint: f. bayılmak, bitkin düşmek i. baygınlık s. baygın, soluk
• fair: i. fuar, panayır s. sevimli, açık, adil zf. güzelce, adilane, büsbütün
• false: s. hileli, yanlış zf. yalandan
• familiar: i. arkadaş s. tanıdık, samimi
• family: i. aile s. ailevi
• famous: s. ünlü
• far: s. uzak zf. uzağa, uzakta
• farm: f. ekip biçmek, yetiştirmek, çiftçilik yapmak i. çiftlik
• farther: s. uzaktaki, ötedeki zf. daha uzakta, diğer
• fashion: f. biçimlendirmek, uydurmak i. moda, üslup
• fast: f. oruç tutmak i. oruç, oruç süresi s. çabuk, hızla, hızlı
• fat: f. şişmanlatmak i. yağ s. şişman
• fate: i. kader, kısmet
• father: f. yaratmak, babası olmak i. allah, tanrı i. baba, papaz, peder, yaratıcı
• favor: f. iyilik etmek, yardımda bulunmak i. şeref nişanı
• favourite: s. favori, gözde i. favori
• fear: f. korkmak, endişe etmek i. korku
• february: i. şubat
• fee: f. ücretini vermek i. ücret
• feet: i. foot ölçüsü
• fellow: i. arkadaş s. eş, ortak
• female: i. kadın s. dişi, kadınlara ait
• few: i. az miktar s. az, kıt
• field: f. sahaya çıkarmak i. tarla, saha
• fig: i. incir, giyim kuşam
• fight: f. dövüşmek i. mücâdele, kavga
• figure: f. şekillendirmek, resmetmek i. şekil, rakam
• file: f. dosyalamak, kayda geçirmek i. dosya
• film: f. filme çekmek i. ince tabaka, film
• final: i. final s. son, sonuncu
• finally: zf. sonunda
• finance: f. finanse etmek i. para durumu
• fine: f. berraklaştırmak i. para cezası s. güzel, hassas
• finger: f. parmak ile dokunmak, parmakla göstermek i. parmak
• fire: f. yakmak, işten atmak i. ateş, alev, yangın ünl. ateş
• firm: f. sağlamlaştırmak i. şirket s. katı, sabit
• first: i. başlangıç s. ilk zf. öncelikle
• fish: f. balığa çıkmak s. balık
• five: i. beş
• flag: f. bayrak çekmek i. bayrak, sancak, flama
• flame: f. alevlenmek i. alev, hiddet
• flat: i. düz yüzey s. düz, kesin, sabit zf. düz olarak
• flight: i. kaçma, uçuş
• floor: f. döşemek, yere yıkmak i. zemin
• flow: f. akmak i. akış, akım, akıntı
• flower: f. çiçeklenmek i. çiçek
• fog: f. sis kaplamak i. sis
• food: i. yiyecek, gıda
• foolish: s. aptal
• foot: f. ödemek, hesaplamak i. ayak, adım