En çok kullanılan 2000 İngilizce kelime

• planet: i. gezegen
• plant: f. ekmek i. bitki, tesis
• plate: f. kaplamak (metalle) i. tabak, plaka
• player: i. oyuncu, çalan kimse (müzik aleti için)
• pleasant: s. hoş, güzel, keyifli
• pleasure: i. zevk, sevinç, keyif
• plenty: i. çokluk s. pek çok zf. bol bol
• plural: i. çoğul s. çoklu
• plus: i. artı s. pozitif ed. ilaveten
• pocket: f. cebe indirmek i. cep s. minyatür
• poem: i. şiir, manzume
• poison: f. zehirlemek i. zehir
• police: f. güvenliği sağlamak i. polis s. polis
• policy: i. politika, poliçe
• polish: f. cilalamak i. polonyalı, polonya dili, cila s. Polonya
• polite: s. kibar
• political: s. siyasi
• politician: i. politikacı
• politics: i. siyaset
• pool: f. birleştirmek i. havuz, fon, bilardo (amerikan)
• poor: s. zavallı, fakir i. sefil
• populate: f. insan yerleştirmek
• population: i. nüfus
• pork: i. domuz eti
• port: i. liman
• pose: f. poz vermek i. poz, duruş
• position: f. yerleştirmek i. konum, pozisyon
• positive: i. pozitif s. olumlu, artı
• possession: i. sahiplik
• possibility: i. olasılık
• possible: i. rekor [spor.] s. olası
• post: f. postalamak i. posta ök. sonraki
• pot: f. saksıya dikmek i. kap, demlik
• potato: i. patates
• pound: f. yumruklamak i. libre (453 gr.), sterlin, dövme
• powder: f. toz haline getirmek i. pudra, toz
• power: f. güç sağlamak i. güç, enerji
• powerful: s. güçlü, nüfuzlu
• practical: s. uygulamalı, kullanışlı
• practice: f. alıştırma yapmak i. idman, uygulama
• praise: f. övmek i. övme, övgü
• pregnant: s. hamile
• prejudice: f. etki altında bırakmak i. önyargı
• preparation: i. hazırlık
• president: i. başkan
• pressure: f. basınç uygulamak i. basınç
• pretty: s. sevimli zf. oldukça
• previous: s. önceki, eski
• price: f. fiyatını belirlemek i. fiyat
• pride: i. gurur, kibir
• priest: i. keşiş, papaz, rahip
• prince: i. prens
• principal: i. başkan, okul müdürü
• prison: i. hapishane
• prisoner: i. tutuklu
• private: i. er s. özel
• prize: f. takdir etmek i. ödül s. ödül olarak verilen
• probable: s. olası
• problem: i. mesele s. sorunlu
• process: f. yönlendirmek i. yöntem, işlem, süreç
• product: i. ürün, sonuç
• production: i. üretim
• profession: i. meslek
• profit: f. yararı olmak i. kâr, fayda
• programme: f. programlamak [programme (Brit.) ] i. program, yapım
• pronounce: f. telâffuz etmek, söylemek, duyurmak
• proof: f. dayanıklı hale getirmek i. kanıt s. geçirmez
• proper: s. tam, yerinde
• property: i. eşya, varlık
• proposal: i. teklif
• proud: s. gurur verici, azametli
• pub: i. bar, birahane
• public: i. halk s. umumi, aleni, milli
• pullover: i. süveter
• pump: f. pompalamak i. pompa, tulumba
• puppy: i. yavru köpek
• purpose: f. amaçlamak i. amaç, niyet
• puzzle: f. kafasını karıştırmak i. bulmaca, yap boz
• pyjamas: i. pijama
• quality: i. nitelik, özellik
• quart: i. galonun dörtte biri, dörtlü
• quarter: f. dörde bölmek i. çeyrek, yirmibeş sent, köşe
• queen: f. kraliçe yapmak i. kraliçe
• queue: f. kuyruğa girmek i. saç örgüsü, sıra
• quick: i. canlı s. çabuk, hızlı zf. çabucak
• quiet: f. susturmak, yatıştırmak i. sessizlik, huzur s. sessiz
• quite: zf. oldukça
• quotient: i. bölüm [mat.]
• rabbit: i. tavşan, ödlek, acemi oyuncu
• radio: f. radyodan yayınlamak, telsizden yayınlamak i. radyo, telsiz
• rail: f. ray döşemek, parmaklıkla çevirmek i. ray, tırabzan
• railway: s. demiryolu i. banliyö hattı
• raise: f. kaldırmak, artırmak i. çıkıntı, artış
• ran: [run] f. koşmak
• range: f. dizmek, dolaşmak i. sıra, menzil
• rank: f. dizmek, sıraya koymak i. sıra, derece s. çok
• rapid: s. hızlı, ani
• rare: s. ender
• rate: f. değer biçmek i. oran, kur, değer
• rather: zf. tercihen, oldukça, bayağı